
Tarihi
Avşa Adası’nın tarihine baktığınız zaman Hristiyan din adamları için bir sürgün yeri olduğunu görürsünüz. İşte o dönemlerden 17. yüzyılın başlarından bize kalan bir kültür mirası olan Hagios Georgios Manastırı… Fener Rum Patrikhanesi Kütüphanesinde Gedeon’un kitabında Afusia olarak isimlendirilen manastır, Leonidas ve Siemon isimli iki papaz tarafından inşaa edilmiştir.
Tarihi yapıları merak eden tüm tatilcilerin Avşa’da ziyaret ettiği ilk yerlerden bir tanesi Manastır Köyü’nde bulunan Hagios Georgios Manastır’ı ve kilisesi olmaktadır. Manastır, Rumların dini yapılarıdır. Ada da eski zamanlarda Rumlar yaşadığı için de bu yapı o günden günümüze kadar tarihi eser olarak gelmiştir.
Avşa Manastırı’na giriş şu anda yasak olmaktadır. Doğa olayları ve uzun yıllar neticesinde Manastır günümüze tam ulaşamaması nedeniyle tatilciler içerisine girip herhangi bir inceleme yapamamaktadır. Manastırı uzaktan ziyaret edip dilerseniz yapıyı uzaktan fotoğraflayabilirsiniz.
Murat Cevapla 19.05.2024
Geçtiğimiz hafta sonu manastırı ziyaret etme fırsatım oldu ve deneyimim gerçekten etkileyiciydi. Manastır, sessiz bir vadiye gizlenmiş gibi duruyor ve doğanın içinde kaybolmuş gibi hissettiriyor. İlk adımımı attığımda, etrafımdaki sessizlik beni derin bir huzura kavuşturdu. Manastırın bahçesinde yürürken, mistik bir atmosferin içinde kendimi buldum. Çiçeklerin kokusu ve kuşların şarkılarıyla çevrili, iç huzurumun zirvesine çıkmıştım.
Murat Cevapla 19.05.2024
Geçtiğimiz hafta sonu manastırı ziyaret etme fırsatım oldu ve deneyimim gerçekten etkileyiciydi. Manastır, sessiz bir vadiye gizlenmiş gibi duruyor ve doğanın içinde kaybolmuş gibi hissettiriyor. İlk adımımı attığımda, etrafımdaki sessizlik beni derin bir huzura kavuşturdu. Manastırın bahçesinde yürürken, mistik bir atmosferin içinde kendimi buldum. Çiçeklerin kokusu ve kuşların şarkılarıyla çevrili, iç huzurumun zirvesine çıkmıştım.
Murat Cevapla 19.05.2024
Geçtiğimiz hafta sonu manastırı ziyaret etme fırsatım oldu ve deneyimim gerçekten etkileyiciydi. Manastır, sessiz bir vadiye gizlenmiş gibi duruyor ve doğanın içinde kaybolmuş gibi hissettiriyor. İlk adımımı attığımda, etrafımdaki sessizlik beni derin bir huzura kavuşturdu. Manastırın bahçesinde yürürken, mistik bir atmosferin içinde kendimi buldum. Çiçeklerin kokusu ve kuşların şarkılarıyla çevrili, iç huzurumun zirvesine çıkmıştım.